31 Ocak 2011

'Pollyana '


Oturdum şehrin o muazzam manzarasına karşı yaktım bir sigara ve düşüncelere daldım . Kimdim ben . ? Yaşadıklarımdan pişman mıydım , hayatımda keşkeler var mıydı .?

Aslında yaşadığım hiçbir şeyden pişmanlık duymamıştım bu zamana kadar. Ne yaşadıysam onları kabullenmiştim. Yaptığım her şeyin arkasında durmuştum. Keşkelerle dolu değildi hayatım , ne yapmak istediysem onu yapmıştım . Yapmadığım şeyleri ise umursamamayı tercih etmiştim. Zaten onları yapmaktan vazgeçen bendim. Yani her zaman kendi
istediğim hayatı yaşamıştım yapamadığım şeyler için ya da yapıp da pişman olduğum şeyler için başkalarını suçlamamıştım. Bu benim hayatımdı ve ne yaşandıysa benim tercihlerim doğrultusunda yaşanmıştı.

Çok şey yaşadım bazen üzüldüm bazen kırıldım bazen kızdım , ama yaşadığım her olayın sonunda mutlu olmayı bildim . Benim hayatıma girip beni üzen insanları bile gülümseyerek hatırladım çünkü onlar sayesinde olgunlaştım. Onlar sayesinde ben oldum . Geçmişimde derin yaralar var belki de insanların nefretle bakacağı şeyler yaşadım ama hepsinde bir mutluluk payı çıkarmayı bildim bir bakıma polyanacılık oynadım. Evet aslında yaptığım buydu ‘polyanacılık ’ her şeye olumlu bir yanı ile yaklaşmak . Aslında zor bir tercih sizi üzen ya da yaralayan şeyleri umursamamak ama ben yaptım yapmaya da devam ediyorum . Beni yaralayan insanlara inat dimdik ayakta durup gülümsüyorum ; çünkü hayat çok kısa ve bana değer vermeyen insanlar için üzülmem saçma !

Bazen hiç kalkamayacakmış gibi yere yapıştım , tökezledim o an ölmek istedim ama kafamı kaldırıp baktığımda benim canımı yakan insanların hayatlarına devam ettiklerini gördüm .Sonra kendimi sorgulamaya başladım ‘ ben neden bu kadar acı çekiyorum ki kim için ne için ? ‘ hemen kendimi toparladım . Üstümdeki çamurları temizleyip hayatıma devam ettim . Ben ne kadar hayatıma devam etmeye çalışsam da üzerimde kalan çamur lekeleri bunu engelledi . Bu lekeleri gören herkes çamur fırlatma çabasına girdi . Ama ben buna izin vermemeye çalıştım onların attığı her çamuru her pisliği temizleyip devam ettim hayatıma . Şimdilerde çok yorgun olsam da bu savaşlardan dolayı hala aynı gülümseyen suratla devam ediyorum hayatıma ; çünkü hayat bu sana atılan her çamuru temizleyip devam etmelisin ayakta kalmalısın . Yoksa yaşayamazdım . Yani bir bakıma ‘polyanacılık ’ oynamalısın .. 

29 Ocak 2011

Şehirde ki Derin Sessizlik

Aniden bir sessizlik çöktü şehre . Arabaların sesleri kesildi  . İnsanlar konuşmayı bıraktı . Acaba yine bu şehri birileri mi terk ediyor diye düşünmeden edemedim . Sanki çok önemli biri şehri terk ediyordu ve bütün şehir yas tutuyordu . Her yer çok sessiz .. Bu durum çok ürkütür oldu beni neden kimse ses çıkarmıyor neden herkes sustu .!! Bunca yıldır sessizliği ararken şimdi bu sessizlik rahatsız edici olmaya başladı .Bir ayak sesi , şehirde ki insanların evlerine ,  iş yerlerine yetişme telaşları .. Nerede onca insan nereye kayboldular .. Şehir .. Ahh bu şehir neden bu kadar sessiz ..?

İşte beklediğim adam geldi .. Açmış kollarını bana yaklaşıyor .. Koşuyorum ona doğru atlıyorum boynuna ‘neredeydin sen ? Çok korktum ’ diyorum . Sarılıyor bana sımsıkı sanki geç kaldığından dolayı pişmanmış , benim korkmuş olmama üzülmüş gibi sıkıca sarılıyor bütün gücünü bana verip korkularımı almak istercesine ..Kendimi bırakıyorum kollarına , sanki onun kollarındayken kimse bana zarar veremezmiş gibi hissediyorum . Huzur buluyorum , hiç kıpırdamıyorum eğer kıpırdarsam bu şehri terk edecekmiş gibi geliyor . Duruyorum öylece  gözlerim kapalı , yavaş yavaş onu hissetmemeye başlıyorum . Gözlerimi açmaya korkuyorum eğer açarsam ve orada olmazsa diye çok korkuyorum  . Sonra cesaretimi toplayıp açıyorum gözlerimi .. Yok .. Yok işte gitmiş .! Her yer bomboş kimse yok . Koşmaya başlıyorum sanki ona yetişebilirmişim gibi nefesim kesiliyor ben ne kadar koşarsam koşayım  yetişemiyorum .. Gitti işte gitti .. Olduğum yere yığılıp kalıyorum . Ağlamaya başlıyorum ..

Sonra yavaş yavaş gözlerim açılıyor . Bir rüyaymış bu olanlar yaşananlar . Yine şehrin o rahatsız edici gürültüsü ama durmasın istiyorum devam etsin hemen sağıma dönüyorum evet hala orada sevdiğim adam hala yanımda iyice sokuluyorum koynuna kokusu geliyor buram buram yine uykuya dalıyorum huzurla .. 

17 Ocak 2011

MUTLU BİR BAŞLANGIÇ ...

Bakarsın gözlerinin içine seni sevdiğini görürsün . Ama sesin çıkmaz nedense . Sadece bakmakla yetinirsin. Belki de kalbini açtığında onu kaybedeceğinden korkarsın . Aslında bilirsin seni sevdiğini hissedersin kalbinde ki buzların eridiğini ama sesin çıkmaz işte korkarsın o yaşadığın acılardan .

Elini uzatmak istersin ona , sıcaklığını hissetmek ama olmaz yapamazsın . Sanki elini uzattığında onun yok olacağını düşünürsün .

Uzaktan uzağa seversin onu .. İçine almak istersin . Kalbinin en kuytu köşesine . Kimseyle paylaşmak istemezsin . Sadece senin olsun istersin . Sadece sana baksın , sadece sana sarılsın , seni öpsün aşkla .

İstediklerini söyleyemezsin bir türlü cesaret edemezsin buna . Bilirsin onunda kalbinin deli gibi çarptığını ama çıkmaz işte sesin . O yaşadığın aşk denemeyecek çirkin anılardan sonra .

Ama asla inancını kaybetmezsin . ‘Bir gün gelecek ve sadece bir birimize ait olacağız biliyorum ’ dersin kendi kendine  . Sabredersin , zaten aşkta sabır işidir .

Asla vazgeçmezsin ondan . Kalbin ona aittir bilirsin işte . O da sana aittir bilirsin ,  her ne kadar söylemese de gözlerinden anlarsın .Sana bakışlarından . Sanki eliyle yüzünü okşarmış gibi …

Bazen ümitsizliğe kapılırsın .. Kaçmak istersin ama kaçtığın yer yine onun koynu olur . Yine onun yanında bulursun kendini .

Bir gün gelecek biliyorum bana ait olacaksın .. Sadece bana baktığında hızlı atacak kalbin . Beni öptüğünde nefesin kesilecek .. Beni sevdiğini söyleyeceksin biraz çekingen bir şekilde utancından yüzüme bakamayacaksın .. Belki de hala fark etmemiş olacaksın yüzümde ki mutluluğu . Sonra cesaretini toplayıp yüzüme bakacaksın ve ben de o an işte o an basacağım çığlığı ‘bende seni seviyorum sevgilim bende seni .. Hep bu anı bekledim ’ diyeceğim .. Sarılacağım sana sımsıkı tıpkı hayallerimde ki gibi ..

Bu masalın sonu olmayacak ama bu bizim hikayemizin başı olacak ..İleride çocuklarımıza anlatacağımız ..
Sadece bizim olduğumuz bir dünyaya ‘hoş geldin sevgili ’ .. Seni daima seveceğim ..

8 Ocak 2011

Yapmacık Orospular Topluluğu ..!!

İnsanlar nasıl da yapmacıklar arkadaşım .. Önce gider ona buna senin hakkında ileri geri konuşurlar sonra da gelir çok yakın arkadaşımmış gibi davranırlar  . Yazık valla bu nasıl bir kişiliksizlik anlamıyorum . Nasıl bir yüzsüzlük . Bunu bildiğin halde sen  o insanları kırmamak için konuşursun  ama güvenmezsin onlara . Birde çok samimi bir arkadaşımmış gibi güvenmeni beklerler. Sen kimsin ki sana güveneyim yahu .. ?

Anlamıyorum sizleri hem arkamdan konuşup hemde yanıma gelip kırk yıllık arkadaşımmış gibi davranmayı nasıl başarabiliyorsunuz vallahi hayret edilecek bir durum . Dünyanın gerçekten çivisi çıktı artık .. !! O sanatçılara verilen ödüller var ya hani asıl bu ikiyüzlülere verilmeli o ödüller . Çok güzel oynuyorlar .

Ya biz çok aptalız ya onlar çok akıllı . Çözemedim bu durumu  . Nereden buluyorlar bu cesareti kendilerinde anlamıyorum aslında yılan başı gibi ezmek lazım başında da işte .. Bizde insanlık ölmedi ki . Gelip selam verdiklerinde  'siktir git orospuuuu ' diyemiyorum ki .Bir gün çok pis tepem atacak . Bir patlatacağım suratının ortasına 'şerefsiz ve yüzsüz kaltak arkamdan o kadar konuşuyorsun şimdide ananın amına git ne bok yiyeceksen ye daha ne gelmiş bana selam veriyorsun ' diyeceğim neye uğradıklarını şaşıracaklar . Ama hata bende tabi çok yüz verirsen böyle olur .

Bir gün çok pis tarafıma gelecek ondan sonra da ağzıma geleni sıralayacağım . Sonra da suratının ortasına bir tane yapıştıracağım olduğu yerde kalacak ; ama öyle de olmaz ki adı üstünde yüzsüz bunlar  sen ne yaparsan yap aynı tas aynı hamam .

Gerçekten dünyanın çivisi çıktı artık ..!!